İnsanların doğru yolu bulmaları için ilahi kitaplara ihtiyaçları var mı?

Kutsal kitapların geliş amaçlarına baktığımız da ilahi kitaplar olmasaydı insanlar yinede doğru yolu bulurlar mıydı? sorusunun cevabını vermek çokta zor değil. Bizler ilahi kitapları rehber olarak kabul ettiğimizden dolayı yol gösterici olarak anlarız.

Tabi insanlar teknolojinin gelişmesi, hayatın daha fazla dünyevileşmesi belki de bu soruyu cevapsız bırakıyor ve insanlar bu dünyada kalıcı kaldıklarına inandıkları sürece Kitapların onlara hiç bir faydası olmadığını savunabilirler ama gerçekler çok daha farklıdır.

İlahi kitaplara geldiğimiz de Allah tarafından insanlara gönderilen iyilikler, haramlar, helaller, öğütler, nasihatler ve yasaklar olarak görülmektedir. Çünkü insanın kendi halifesi olması ve aldığı yükün altından kalkabilmesi için Allah tarafından bizlere bahşedilmiş bir yardımcı kaynaktır.

Sorunların çözümlerinde yetersiz kaldığımız ki bir çok konuda yetersiz kalıyoruz. İşte bu tarz sorunlarımız da bizlere yol gösteren ilahi kaynak yine ilahi kitaplar olmaktadır.

Peygamberlerin gelişi vahyin sürekli peygamberle birlikte sürmesi aslında insanlara verilen değerin ne kadar büyük olduğunu göstermektedir.

Doğru yol nedir? birde bu soruyu sorduğumuz da aslında işin iç yüzü ortaya çıkıyor. Doğru yol ilahi kitapların bizlere çizmiş olduğu sınırlar bütünü olarak kabul görür yanlış ise İlahi kitapları kabul etmeyenlerin ısrar ettikleri sınırsızlığın bütünüdür.

Süreklilik kesinlikle söz konusu olmadığından dolayı her şeyin bir sonunun olduğunu kabul ediyorsak sınırsızlığında bir sonu vardır. Sonu ya iyilerin ve doğruların çizdiği sınırlar olur yada helak olanların sınırsızlık olarak gördükleri ama sonrasında bir adım bile gidemediklerini gördükleri yıkıcı sınır olur.

Özetle Allah yarattığı insanı evrenin ortasında yalnız bırakmamış, vahiy göndererek insana olan ilgisini devam ettirmiştir. İnsanların dünya ve ahirette huzurlu ve mutlu yaşamaları için peygamberleri aracılığı ile vahiy göndermiştir.